ASSOS;  EGE ' NİN  SAKLI  CENNETİ 

Merhaba; Sizlere ASSOS 'tan, yani  Assos - Behramkale , Assos-İskele(Liman) , Assos-Kadırga ve Assos-Yakın çevresi'nden bilgiler sunmaya çalışacağız. Zeycan ve Mustafa Oran

Assos Terrace Hotel'de  Tatil Programınız için TIKLAYINIZ !..

 

Ana Menü

 Giriş Sayfası

Ana Sayfa

Assos Nerededir

Görüntüler

Nasıl Geleceksiniz

Nerede Kalacaksınız

Yemek ve İçecek

Günübirlik Geziler

 

Gezi Siteleri

İşeyarar Bilgiler

Satılık Emlaklar

Bizden Haberler

 

Assos Gezi'ye fotoğrafları ile yaptıkları katkı için;Bora Çetin,Can Arat.Veli Sezer ve Yalçın Demir'e teşekkürü borç biliriz.                   Zeycan ve Mustafa Oran

Hava Nasıl Oralarda?

Lokal Hava Durumu

METEOROLOJİ

Europe CNN Weather

Weather Com

ASSOS GEZİ REHBERİN'de Satılık Emlaklar sayfası açıldı.

MERAKLISINA ;BİRAZ DA TARİH , COĞRAFYA

Assos , günümüzdeki yerleşim yeri  Behramkale Köyü ile içiçe, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde, M.Ö. yedinci yüzyıldan bu yana, kesintisiz olarak yaklaşık iki bin yedi yüz yıldır yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.Bölgede bulunan çoksayıda antik yerleşme merkezinin en önemlilerinden birisidir. Assos, ünlü filozof Aristo'nun burada evlenmesine neden olacak güzellikte saklı bir cennettir.

Tarihi evlerden oluşan köyde, Ortaçağ mimarisini andıran yapılar arasında dolaşırsınız. Tepelerde binlerce yıllık taşların üzerinde yürürken, pırıl pırıl denize karşı kurulmuş olan bu antik kentin sakinlerinin, ne kadar şanslı olduklarını düşünürsünüz. Yıkıntıların arasında geçmişin izlerini ararken, burnunuza çarpan kekik kokularını da görmezden gelemeyin bu arada.Dolaşırken size mal satmak isteyen satıcıların ısrarlı satış taleplerinide hoş görün.

MÖ.VII
yüzyılda Lesbos, Midilli Adası'ndan gelen Methymnalı'lar tarafından kurulmuş. Denizden 283 metre yükseklikte olan bu tepeye vakti ile bir Athena Mabedi, tepenin eteklerine doğru da bir tiyatro kurulmuş. Bu tepeden Edremit Körfezi'nin manzarası şahane. Güneş batarken bu tepede fotoğraf çekmek ve daha önemlisi;iki şarap kadehi ve bir şişe şarapla çıkıp şarap içmek çok popüler ve keyiflidir. Eflatun ve Sokrat buralarda ders vermişler. Hıristiyanlık zamanında da Paul buraya gelip bir kilise kurmuş. Assos 14. yüzyılda, Sultan Murat Hüdavendiğar zamanında Osmanlı topraklarına katılmış ve 'Behramkale' adını almış.  Assos'ta ilk kazılar, 1881-1883 yılları arasında, Clark ve Bacon başkanlığındaki Amerikan kazı ekibince gerçekleştirilmiştir. Ancak yıllar sonra 1980 yılında, Prof.Dr.Ümit Serdaroğlu başkanlığındaki Türk arkeolog ve uzmanlardan oluşan bir ekip, tekrar başlamış kazılara. Sonuçta, yılların emeği ile ortaya Antik Tiyatro gibi muhteşem eserler çıkmış ortaya.2005 vefat eden Prof Dr.Ümit Serdaroğlu vasiyeti üzerine Behramkale Köy Mezarlığına defnedilmiştir.Buranın tarihini ve coğrafyasını Behramkaleli emekli müze bekçisi Hüseyin Elibol'dan dinlemek keyiflidir. Emekli olmuş ama gönlü hala, turistlere burayı anlatmakta.Oğluda babsının yaptığı işi hakı ile yapmaya çalışıyor. New York Times, Hüseyin Elibol'u, 1996 senesindeki bir nüshasında 'Üniformalı bir Picasso' diye anlatmış.

Assos olgusununu ;
Assos-Behramkale(Köy içi) , Assos- İskele(Liman), Assos-Kadırga(Kadırga Plajları ve Kadıga Koyu) ve Assos-Yakın Çevresi ile beraber; bu gün  2500 kişiyi ağırlayabilecek  kapasiteli turizm bölgesi olarak algılamak lazım.Yeniden başlayan kazı çalışmaları, köyün ve yakın çevrenin hareketlenmesine neden olmuş. Limanda (İskelede) yer alan yapılar, orjinal mimarisinin bozulmamasına dikkat edilerek onarılmış ve otel motel gibi konaklama tesislerine dönüştürülmüş.Ayrıca köy içinde ve yakın çevre köylerde ev pansiyonculuğu başlamış ve ev yemeklerinin yapıldığı küçük lokantalar oluşmuştur.Bölgenin en iyi plajlarını Kadıga Koyunda  olması nedeniyle Kadırga Plajlar'nda ve Koyda, hızla oteller moteller ve benzeri tesiler oluşmuştur.Behramkale'nin doğu ve batısındaki köyler  hepsi yamaçlarda sanki birer duvar apliği gibi durmaktadırlar.Her köyün heme altındaki güzel koylardada ev yemeklerinin yapıldığı küçük lokantalar,pansiyonlar ve küçük oteller oluşmuştur.Bu gün ASSOS temiz havası, denizi, balıkçılığı ve ören yerine olan bağlantısıyla şipşirin bir tatil yöresidir.

Akropol

Yerleşim yerlerinde; akropol, hatta en doğrusu acropolis, savaşlarda kadın, yaşlı ve çocukları güvenle barındırmak ve barış zamanında öldurücü ve bulaşıcı hastalık taşıyanları (tifo, kolera, cüzzam, vs.) tecrit etmek için de kullanılan vede ilk zamanlarda hellen topluluklarının başında krallar varken, kralların oturdukları yerlerdir.Erişilemez ya da çok yüksekte olmakla birlikte, çok rahat savunulabilecek,kente tepeden bakan bir kale, ekilebilir toprağıyla değerli bir arazi parçası, bir sığınaktırr.Assos'ta hem denize, hem de karaya egemen bir tepeye kurulan Akropol, 3 kilometre uzunluğunda bir surla çevrilidir.Akropolün kuzeyinde iç içe günümüzün Behramkale köyü yer almaktadır.İşçiliği ve mimarisi açısından döneminin en önemli surlarından biri olarak nitelendiriliyor. Özellikle, birbirinden ayrı biçimlerde yapılmış kapıları, gelen ziyaretçileri büyülüyor.

Assos-İskele veya Antik Liman  ve Palamut Depoları

Takriben 1950 ve 60 lı yılara kadar;Assos'un denizden içeriye doğru tariben 150 Km.lik arka bölgesinin büyük bir bölümü özel mülkiyet palamut ormanları ile kaplı idi.Su anda Assos-İskele veya Antik Liman adı ile anıla yerde kurutulmuş palamut meyveleri (palamut ve iğli)nin diş ülkelere sevk edilmek üzere depolandığı taş kagir depolar vardı.O yıllarda en ucuz ve enbol yapı malzemesi taş ,en ucuz yapı makinası insan olduğu için bütün yapılar taş gagir yapılırdı.Arka bölgede toplanıp depolanan palamutlar çuvallanarak Assos – İskele de açığa demirleyen büyük yük teknelerine küçük kayıklarla taşınarak yüklenir ve diş ülkelere sevkedilirdi.Bu dışsatım işinide İzmirde Nazlı Ailesi işletmeleri,İstanbulda ise mahalli ağızda Salamiyeler denen aileler yapardı.Oradaki taş kagir palamut depoları restore edilerek ve değiştirilerek bu gün otel motel olarak kullanılıyor. İzmirdeki Nazlı İşletmelerinin deposuda bu gün Nazlıhan Hotel olarak işletiliyor.

Daha sonra vinil boya hammadesinin icadı ve kullanımının yaygınlaşması sı ile palamut ve iğli ekonomik değerini yitiridi.Acıklı sonuç; meyvesinin hiç bir ekonomik değeri olmayan palamut ağaçlarıda kesilip odun kömürü yapıldı.Zaten 6831 Sayıl Orman Kanununa görede Palamut meşesi orman ağacı değil.

 Ama şu anda kurutulmuş palamut meyvesi, yörede üretilen halı kilim ve sililerde(el dokuma) az miktardada olsa doğal boya maddesi olarak kullanılıyor. Bölgede az miktardada olsa palamut ağaçları  mevcut, hatta bizim işlettiğimiz www.assos.org/terrace  Hotelin bahçesindede var.Bölge insanı Palamut ağacına daha sevimli bakıyor.Dolayısıyle dahaönceki yıllardaki palamut ağacı katliamı artık yok.

Bölgede doğup büyüyen o yıllarda genç veya yetişkin olan herkes palamut meşesinin yetişmesini,müstahsilin meyvasını toplanmasını,sergide meyvaların kurutulmasını,depoanmasını,çuvallanarak ;o zamanlar tek yük nakliye aracı olan develerle Assos-İskeleye sevk edilmesini,iskeledeki palamut depolarında depolanmasını çok iyi bilir.

Athena Tapınağı

Athena - (Minerva) ;üretici zekanın ve adaletli savaşların Tanrıçasıdır. Ülkeyi saldırılardan korur. Bir başka özelliği, Şehir Tanrıçasıdır; uygarlığın, el sanatlarının, tarımın koruyucusu, dizginin yaratıcısıydı; atları ilk ehlileştirendir.Yılan ve baykuş Tanrıçanın sembolleri olup,diğer bir adı da Pallas'tır.Onun adına şehirlere tapınaklar yapılmıştır.

Assos'taki Athena Tapınağı;İÖ 530'da, Akropol'ün en yüksek yerine (236 metre yüksekte)kurulmuştur. Assos kalıntılarının en önemli yapısıdır.Aynı zamanda gün batımında,iki şarap kadehi ve bir şişe şarapla ziyaret edilmesi gereken en önenli yerdir.Dorik üslupta olmasına karşın, İyon üslubunun özelliği olan çatıaltı frizi vardır. Yanlarda 13'er, ön ve arkada 6'şar sütunla çevrili pepiteros planındadır (bir dizi sütunla çevrili).
İki basamaklı podyum, günümüze ulaşabilmiştir. Kazılarda ana bölümde bulunan Helenistik Dönem çakıl mozaik döşeme ve sunak, daha sonra yok olmuştur. Tapınagın kabartmaları, Paris, Boston ve İstanbul Arkeoloji müzelerindedir. Dorik başlıklar, sütun kaideleri ve öbür mimari kalıntılar, çevrede görülebilir.

Agora

Agora, şehirle ilgili politik, dini, ticari her türlü faaliyetin gerçekleştiği,örneğin seçim gibi şeylerin yapılırdığı, tüm kamu binalarının etrafında sıralandığı, halka şeklinde geniş açık alanlardır,kent merkezleridir,çarşıdır.

Assos'ta Agora, Akropol'ün güney yamacındadır. Çevresinde dönemin resmi yapıları yer almaktaydı. Agora Tapınağı'nın, İÖ II. yüzyıldan kalıntıları görülebilir. Bu yapı daha sonra kiliseye dönüştürüldüğünden, özgün planı hakkında bir bilgi yoktur.

Bouleuteiron (Meclis)

Bouleuterion (meclis binası), şehir yaşamı ile ilgili önemli kararları veren kent meclisinin toplandığı yapı anlamına gelir.Assos Antik Kentinin Şehir Mecisi Bouleuteiron Agora’nın doğusunda olup kürsü, heykeller, ve küçük anıtsal yapılardan oluşuyordu..

Gymnasium

Gymnasium gençlerin bedensel ve toplumsal eğitim aldıkları, çoğunlukla spor yapılan bina olup bir şehirde  agora kadar önemlidir. Asos'ta gymnasium İÖ II yüzyılda yapılmıştır. Agora ile batı kapısı arasındadır. Dört yanı Dorik üsluptaki sütunlarla çevrili, taş döşeli bir avlu biçimindedir. 32X40 m ölçülerindedir. Girişteki yarım daire şeklindeki basamaklar,bir çok tarihi eserde olduğu gibi günümüze ne yazıkki ulaşamamıştır. Kuzeydoğusunda Bizans döneminden kalan bir kilise ile güneybatısında da bir sarnıç bulunmaktadır.

Tiyatro
İÖ II yüzyılda Agora'nın yakınına kurulmuştur. Son yüzyıla dek tümüyle korunan yapı, günümüzde restorasyon çalışmalarıyla kullanılabilir hale getirilmeye çalışılmaktadır. Geleneksel Grek tiyatro planına uygun olara, at nalı biçiminde olduğu sanılmaktadır. Roma döneminde yenilenmiştir.Zaman zaman ASSOS'la ilgili etkinlikler bu mekanda yapılıyor.

Stoa

Yağmur ve güneşten korunmak amacıyla yapılan,daha çok agoralarda bulunan stoalar;önü sütunlu, üstü örtülü galeriler(revak) olup, uzunlamasına yapılmıs bir duvar buna paralel bir veya birkaç sütun dizisi ve bunları örten bir çatıdan oluşurlar genelde.Dinsel törenlerde, siyasi ve felsefi toplantılarda, ticari ve kültürel etkinliklerde kullanılırlar.Felsefi Stoa Okulu, duvarları resimlerle süslü sütunların oluşturduğu bir yerde kurulduğu için, "Sütunlu galeri" anlamına gelen Stoa adını almıştır.

Asos'ta stoalar;biri Agora'nın kuzeyinde, öbürü de güneyindedir. Kuzeydekinin İÖ III yüzyılın sonunda ya da II yüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır.İki katlı, Dorik üsluptadır. Alt katta, sütunların arası dörtgen panolarla süslenmiştir. İkinci katın duvarında, tavanı oluşturan ağaç kütüklerin yerleştiği delikler görülebilmektedir.Aynı dönemden olan güney stoa, üç katlı olup;orta katta 13 dükkan bulunuyordu. Alt katta ise sarnıç ve 13 hamam yer almaktaydı.

Nekropol

Nekropol;"nekro" (ölüler) ve "polis" (sehir) kelimelerinden türetilmiş olup mezarliklari kapsar. Genellikle kent disinda,bazen de ana kapinin hemen yakinin da yer alirlar.Assos'tada böyle olup Assos Nekropoli
Helenistik ve Roma dönemlerindendir. Nekropol'ün batı ve doğu kapılarını bağlayan yol boyunca, mezar ve anıtlar sıralanmıştı. Batı kapısının kuzeyinde, Publius Varius'un mezar kalıntıları bulunmaktadır.

Hüdavendigar Camii
XIV. yüzyılda, I.Murad döneminde, Assos yıkıntıları arasında yüksekce bir yerde kurulmuş  bir yapıdır. Bizans ve Roma dönemi kalıntılarının kullanılmış olması ilginçtir. Alçı mihrabı süsleyen yaprakların içi, kabartma rumilerle bezenmiştir. Mihrap nişinin yanlarında sütuncuklar vardır. Ana mekan, 8 köşeli kasnağa oturan bir kubbeyle örtülüdür. Son cemaat yerinin iki yanı kapalı olup yanlarda basık kemer, ortada uzunlamasına tonozla örtülüdür. Minaresi yoktur.İhtiyaç olduğunda halen camii olarak kullanılmaktadır.

Behramkale Köprüsü
XIV. yüzyılda Tuzla Çayı üstüne yerel taşlardan yapılmıştır. Sivri kemerli yan gözler 7 metre, orta göz 15 metre yüksekliğindedir densede cay yatağı dolduğu için bu yükseltiyi göremezsiniz. Köprüyü bugün yayalar kullanmaktadır.Yapılan yeni köprü taşıt trafiğine açıktır.Yakın çevresinde oluşan konaklama tesisleri ilginçtir.

Kalorifer - Restoran - Şömine - Yürüyüş - Koşu - Plaj - Doğa

Kano - Kiralık tekne - Balık avı - At kiralama - Tarih 

Yapımcıya

Güncellendiği Tarih:20 Ocak 2020

 Copyright © 2002/2020 Zeycan & Mustafa Oran.All rights reserved